3 Ocak 2009 Cumartesi

Kevin Rud ; “ Bu, 11 Eylül’ü Bile Gölgede Bırakabilecek Türden Bir Tehdit Olacak.” dedi !

Bu bir öngörü elbette ama içerik olarak yazar çizer takımının ilgi çekmek amacıyla kaleme aldığı komplo teorileri türü söylemlerden oldukça farklı. Çünkü öngörüde bulunan kişi herşeyden önce bir devlet adamı. İşte bu nedenle önem taşıyor söylenenler.
Bundan bir süre önce Avusturalya Başbakanı Kevin Rud ; " Bir kaç ay içinde dünyayı sarsacak bir gelişme olacak öyle ki bu , 11 Eylül saldırılarını dahi gölgede bırakacak. Dünya düzeni kökten değişecek "demişti. Üstelik yalnızda değildi söyleminde, aralarında Gordon Brown'ın güvenlik danışmanı Lord West , Colin Powell , Bernard Kouchnerd gibi tanınmış pek çok politikacı da benzer demeçler vermişlerdi bir vakitler. Mesela Fransa Dış İşleri Bakanı Bernard Kouchnerd'in ; " İran'ın nükleer silah yapma aşamasına gelmeden önce İsrail'in bu ülkeyi vuracağı..." nı söylemesi oldukça manidar.
Şu yakın tarihe kadar dünya üzerindeki farklı coğrafyalarda yaşananlara bakılırsa öngörünün yalnızca bir tahminle sınırlı kalmadığı anlaşılıyor. Küresel boyutta bir tehdit algılamasının kitleler arasında dalga , dalga yayılarak benimsenmesi için aynı anda harekete geçilmişçesine eş zamanlı sorunlar yumağıyla karşı karşıya kaldı insanlık. Etnik , politik , dini her tür demografik denge unsuru birden bire bu sorunun bir parçası haline geliverdi. Fakat burada bir şeyigözden kaçırmamak gerekiyor sanırım ; o da küresel ölçekte yaşanan sorunların insanlığa Bush döneminden kalan bir miras olduğu gerçeği. İktidar olunan onca zaman boyunca ortada bir yönetim zaafiyeti bulundu her nedense. Dış politikada izlenen çizgi fanatik, paranoyak unsurların realiteden uzak saplantılarının etkisiyle şekillendi. Gelinen noktada ise işte bu sorunlarla yüzleşiyor artık insanlık. Bugünün kargaşası, devasa ölçekli yeni sorunlara dönüşmeden umarım, iktidarı devralacak olan Obama yönetimince halledilir. Ama yıllar boyunca paranoya histerisiyle şiddeti , terörü , acıyı , yoksulluğu iyice kanıksamış olan dünya halkları istekli olacaklar mı bakalım bu değişime? Hazırlar mı dönüşüme ? Barışçıl söylemlerin, hümanizmanın erdemine, faziletine bel bağlayabilecek kaç kişi kaldı bugün yeryüzünde ? Acaba insanlık gerçekten muzdarip mi bu yaşananlardan ? Muhalif ve rakip unsurların bu keşmekeşlik içerisinde belini bir daha doğrultamayacak şekilde hırpalanmasından sadistçe bir haz duymayacak olan kaç kişi çıkar Allah aşkına ? Kalkınmakta olan ülkelerin ağlayıp sızlanmasından, bağımlılıklarından hoşlanmayacak hangi medeni toplum bulunabilir ? Evet, maalesef ortada büyük bir yangın var fakat ağlanıp sızlanmakla , değişim adına elle tutulabilir somut şeyler koymadıkça ortaya ve daha da önemlisi içimizde barındırdığımız öfke ve kırgınlık ateşiyle beslemekten vazgeçmedikçe bu yangını, paranoyak korkularımızdan asla kurtulamayacağız.

Aydın AKDENİZ
http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=772664