29 Ocak 2009 Perşembe

Dünya Davos'ta Mazluma Kolkanat Olan Bir Başbakan Gördü

Türkiye'nin ortadoğu'daki ağırlığı gözle görülür şekilde artmakta son dönemlerde. Aslında şahinlere tezkereyle birlikte red cevabının verilmesinin ardından başlayan itibar kazanımı giderek artan bir etki göstermiş, bölge sınırlarını aşarak uluslararası çevrelerde de destek bulur bir hale gelmiştir bugün. Davosta yaşananlar, ülkemizin bölge sorunlarına kalıcı çözümler üretme konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne koymuştur. Başbakanımızın, bilinen ezberleri bozan ve adeta israil'in nezaketten uzak her tür eylemine karşı sessiz kalınması gerektiği şeklinde diplomasi çevrelerinde neredeyse teamüle dönüşen tabu yıkılarak tarihinde ilk kez savaş suçu işlemiş ve kendisinde olağanüstü güç vehmedilen güç odaklarına karşı hesap sorulabilir bir bölgesel erke dönüşen siyasi ve diplomatik bir açılım görmekteyiz. Bölgesel barışın kalıcı olarak tesis edilmesinde Türk milletinin kendi geleneksel mazisinden devraldığı o bilinen hoş görüsü, tarihin ortaya koyduğu şartlar içerisinde bir kez daha kendisini göstererek Bush döneminden arızalı bir şekilde dünya siyasi litratürüne kazandırılmış şiddet ve terör paranoyasının aşılmasına ve dünya halklarının barış ve uzlaşı kültüründeki dayanışma bilincinin yükseltilmesinde önemli katkıları olacaktır şüphesiz.
Davosta verilen tepkinin ne kadar duygusal ne kadar sağduyulu bir mantığın tahlilinden sonra verildiği zaman içerisinde daha net olarak görülecektir. Fakat kendi halkının destekleri ve bölgesel hamiliğin kendisine yüklediği misyon ile hareket etmek durumunda olan başbakanımızın yetmiş iki milyonluk genç nüfusuyla, jeo stratejik önemdeki güçlü konumuyla ülkemizin değerlerinin savunulmasındaki haklılığı gerektiğinde diplomatik üslubunda dışına taşarak anlatmaya bir şekilde mecbur olduğunu düşünüyorum.

Aydın AKDENİZ