- Doktor Grüsülerini iletiyor sana…
- Şuna,selamlarını söylüyor desene kısaca !
- Hava çok sıcakmış burada. Bizim orada 18 dereceydi gelirken..
- Eee,kuzeyde kalıyorsunuz bir hayli,olacak o kadar. Hava durumuna bakmamış mıydın meteorolojiden?
- Bakmıştım ama yine de hazırsız yakalandım işte!
- Yaşına göre oldukça spor giyinmişsin, rahatsız etmez seni sıcaklar.
- Şu seminerler olmasaydı Beejing’te olacaktık!
- Öylemi..! Olimpiyatlar için değil mi?
- Atları gönderdi de, kendisi gidemiyor.
- Hımmm.
- Dönüyor muyuz hemen, yoksa bahsettiğin yerleri görecek miyiz?
- Önce dinlenelim, bu kez biraz uzun kalacağım!
- Ne kadar uzun?
- İki hafta kadar.
- Öyleyse aceleye gerek yok. Şu saatten sonra tatil yöresinin yorgunluğuna katlanamam.
- Yüzde on yedi prosent öneriyorlar…
- Döviz bazında değil herhalde!
- Hayır TL cinsinden.
- Bu bile çok fazla. Eskiden havuz uygulaması vardı. Böyle bir kaynaktan mı verecekler.
- Bilemiyorum ama rakam hiç fena değil.
- Ama bu çok büyük bir risk.Nasıl göze alacaksınız TL’de kalmayı.
- Verilerin çok istikrarlı olduğunu söylüyor danışmanlar!
- Yine de göze alınamayacak bir risk! Hem uzun zamandır piyasaların bastırdığı değerler bunlar.Gürcistan’daki gelişmeler malum, nereye savrulacağımız belli olmaz.İyi düşündünüz mü!
- Evet
- Siz bilirsiniz.
- Kira ödemelerini yine aksattılar. Elimizde teminatların olması iyi oldu.
- Esnek davransanız biraz!
- Niye miş o! Mukavele yapılırken ödemenin bir gün dahi gecikmeyeceğini taahhüt etmemiş miydi bu adam!
- Evet ama durumlar malum! Hem sonra bu yabancınız değil ki sizin.
- Bak bunlar bizim gibi düşünmüyorlar, hissi değiller bu konuda.
- Yinede aklıma yatmıyor benim.
- Senin tatilin nasıl geçiyor?
- Nasıl olacak bildiğin gibi işte.
- Nobel ödüllü yazarımızın kitabını alsın Aydın sana dedi Doktor!
- Şu gündemdeki ismimi?
- Evet. Evet. O. Çok övüyorlar onu. Sen okudun mu?
- Temel felsefesini biliyorum, okumadım. Ben sana metal fırtınayı alacağım.
- O da kimin öyle!
- Doktor anlar, selamımı söyle. Führer’den bahsediyor muyum ben ona! Neyse değiştirelim konuyu.
- Şuna,selamlarını söylüyor desene kısaca !
- Hava çok sıcakmış burada. Bizim orada 18 dereceydi gelirken..
- Eee,kuzeyde kalıyorsunuz bir hayli,olacak o kadar. Hava durumuna bakmamış mıydın meteorolojiden?
- Bakmıştım ama yine de hazırsız yakalandım işte!
- Yaşına göre oldukça spor giyinmişsin, rahatsız etmez seni sıcaklar.
- Şu seminerler olmasaydı Beejing’te olacaktık!
- Öylemi..! Olimpiyatlar için değil mi?
- Atları gönderdi de, kendisi gidemiyor.
- Hımmm.
- Dönüyor muyuz hemen, yoksa bahsettiğin yerleri görecek miyiz?
- Önce dinlenelim, bu kez biraz uzun kalacağım!
- Ne kadar uzun?
- İki hafta kadar.
- Öyleyse aceleye gerek yok. Şu saatten sonra tatil yöresinin yorgunluğuna katlanamam.
- Yüzde on yedi prosent öneriyorlar…
- Döviz bazında değil herhalde!
- Hayır TL cinsinden.
- Bu bile çok fazla. Eskiden havuz uygulaması vardı. Böyle bir kaynaktan mı verecekler.
- Bilemiyorum ama rakam hiç fena değil.
- Ama bu çok büyük bir risk.Nasıl göze alacaksınız TL’de kalmayı.
- Verilerin çok istikrarlı olduğunu söylüyor danışmanlar!
- Yine de göze alınamayacak bir risk! Hem uzun zamandır piyasaların bastırdığı değerler bunlar.Gürcistan’daki gelişmeler malum, nereye savrulacağımız belli olmaz.İyi düşündünüz mü!
- Evet
- Siz bilirsiniz.
- Kira ödemelerini yine aksattılar. Elimizde teminatların olması iyi oldu.
- Esnek davransanız biraz!
- Niye miş o! Mukavele yapılırken ödemenin bir gün dahi gecikmeyeceğini taahhüt etmemiş miydi bu adam!
- Evet ama durumlar malum! Hem sonra bu yabancınız değil ki sizin.
- Bak bunlar bizim gibi düşünmüyorlar, hissi değiller bu konuda.
- Yinede aklıma yatmıyor benim.
- Senin tatilin nasıl geçiyor?
- Nasıl olacak bildiğin gibi işte.
- Nobel ödüllü yazarımızın kitabını alsın Aydın sana dedi Doktor!
- Şu gündemdeki ismimi?
- Evet. Evet. O. Çok övüyorlar onu. Sen okudun mu?
- Temel felsefesini biliyorum, okumadım. Ben sana metal fırtınayı alacağım.
- O da kimin öyle!
- Doktor anlar, selamımı söyle. Führer’den bahsediyor muyum ben ona! Neyse değiştirelim konuyu.
Aydın AKDENİZ