İngiliz Kemal’in hikâyeleri bizim dönemin sanırım büyük bir beğeni ve heyecanla okunan başucu kitaplarından biridir. Hatırlıyorum o günleri Arsen Lupen serisini aramak için gittiğim kitapçıdan elim boş dönmemek için aldığımda bir solukta okumuş ve diğer serilerini bulmak için İstanbul’un altını üstüne getirmiştim o günlerde. Bahsettiğim 1975’li yıllar. O dönemde kitap okumanın zevki bir başka mıydı acaba diye sormadan edemiyorum şimdi. Sahaflar çarşısının önünden kitap dolu tozlu raflara bakarak geçmek, büyükleri yeni bir kitap almak için ikna edememek ve oradan hayal kırıklığı içinde uzaklaşmak, İngiliz Kemal ile ilgili izlenimlerimden bellekte kalanlar yalnızca. Vatansever bir insanın ülkesi yararına herhangi bir beklenti içinde olmaksızın her şeyini feda edişinin destansı öyküleriydi bunlar. Ne kadarı kurgu, ne kadarı gerçek hep bir soru işareti olarak kalsa da aklımızda, sonuçta çocukluk hayallerimizin kahramanlarıydı onlar. İngiliz Kemal kim? Nerede, hangi şartlarda nasıl yaşamış biri? Ülkesine, insanlarına herhangi bir kırgınlığı var mıydı? Ülkesi adına giriştiği eylemlerde nasıl bu kadar gözü tok davranabilmişti? Bunlara cevap bulmak adına şu sanal ortamın nimetlerinden yararlanmak istedim bugün ve kısa bir sörf yaptım kendimce, işte aşağıda ulaştığım verilerden örnekler;
Asıl adı Ahmet Esat Tomruk. 1892–1893 yıllarında İstanbul’da dünyaya gelir. Küçük yaşlarda babasını yitirdikten sonra Sezai Bey’in himayesinde yetişir. Eğitimini Galata Saray Lisesi ve İngiltere’de tamamlar. Son derece zeki ve başarılı bir öğrencidir. İngilizceyi herhangi bir İngiliz’den daha mükemmel konuşur. Öğrencilik yıllarında edindiği yabancı arkadaşlarla mektuplaşması üzerine tutuklanarak Yıldız Sarayı’na götürülür. Tahkikattan sonra serbest bırakılır. Ahmet Esat 1908 yılında İngiltere’ye giderek bir süre orada kalır. 1914 yılında Navy College’dan mezun olduğunda aynı zamanda çok iyi bir boksördür. Birçok Avrupa ülkesinde bulunması nedeniyle iyi bir eğitim almıştır. Hal ve aksanı,dış görünümü ile bir Avrupalıdan ayırt edilememektedir. İstanbul’a döndüğünde teşkilat-ı Mahsusa’da Kara Kemal ve Dramalı Rıza Bey’den çetecilik dersleri alır ve General Tawshend’den gerekli bilgileri almakla görevlendirilir.
1918 yılında İstanbul’un işgali sırasında bir İngiliz boksörle ringlerde yaptığı karşılaşma ile İngiliz askerlerinin dikkatini çeker. İşgal sırasında İstanbul’u terk ederken yakalanır ve Çanakkale’de paşa çiftliğinde bir ceza evine bırakılır. Buradan kaçarak Biga’ya gelir. Artık kurtuluş Savaşı’nın içindedir. Sivas Kongresi’nden gönderilen bir telgraf üzerine Balıkesir’deki Miralay Kazım ( Özalp) birliklerine katılır. Adı artık Kemal’dir. Kılık değiştirerek düşman arasından İngiliz kimliği ile istihbarat topladığı için kendisine İngiliz Kemal denilmektedir.
Oldukça kısaltarak ana hatlarıyla biyografisini ortaya koymaya çalıştığım İngiliz Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın ardından beş parasız olarak ortada kalır. Devletten para ve mevki talep etmez. Geçimini sağlamak için çeşitli ülkelere gider ve oralarda boksörlük, tercümanlık, dansörlük yaparak hayata tutunmaya çalışır. En son, karlı bir kış gününde Taksim yakınlarında yaşlanmış ve gözlerine perde inmiş bir halde lokantalardan birinin önünde bir dostu tarafından görünür. 1966 yılında vefat eder.
Aydın AKDENİZ
aakdeniz1965@gmail.com
http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=772664
26 Kasım 2008 Çarşamba
Bir Zamanlar,” İngiliz Kemal”imiz Vardı..’
Etiketler:
İngiliz Kemal